eskitme

Bir yorgun gölge yüzün, uzaklarda. Halbuki dizlerimde sıcaklığı teninin. Söyledim önce de, sen de tekrarlama, dokunmadım evet! Daha nefesini solumadım. Hatırlatma, kıyında hiç ölmedim senin. Yorgunluğunu biliyorum, gölgeni ve özlemini. Yine uzaklara…

Yoruyorum kendimi ben burada. Yetmezmiş gibi sızılarım ekliyorum üzerine yenilerini. Yalan değil, tazeliyorsun beni. İçimi çekerek içimden, sesimi ağzımın içinden çalarak, parmak uçlarımı tırnaklarıma hapsederek yeniliyorsun beni. İnkar edemiyorum işte seni, kimseden saklayamıyorum hal böyle olunca. Hem, hal böyle olmaya devam ettikçe ben, sarıyorum hayatı başa.

Kulağımda, gecenin şu geç yarısı sevdiğin sesler var. Biliyorum nasıl kırpıyorsun gözlerini dinlerken bu şarkıları, nasıl da dalıyorsun o sevdiğin, dönmek bilmediğin uzaklara, nasıl da kadehini alıyorsun avuçlarının içine, hissediyorsun ellerinde hayatı, yudumluyorsun sonra… En sonunda nasıl hasret bırakıyorsun kendine ve bunu ne güzel yapıyorsun.

Çok söz var söyleyeceğim, inan. Biraz daha varsa ömrüm zaten söyleyeceğim. Sen ne kadarını duyacaksın bilmeden konuşacağım ben, göğüs kafesimde kavga devam ettikçe.

Sil baştan yaşamak istiyorum seni. Moda’da, Beyoğlu’nda, Konak’ta…
Gölgenin üzerine basabileceğim şehirlerde, sokaklarda.
Bu kadar yenilenmek eskitiyor beni…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hasan'ın Rüyası

Aç!