Kayıtlar

Şubat, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kork-ma!

Gözlerine bakıyorum. O görmüyor. Görmediğini sanıyorum. Ucundayım burnunun. İzliyorum birkaç saniye yalnızca. Tam içine dalıyorum, uykuya düşer gibi, kaçırıyorum gözlerimi içinden, gözlerinden. İçine bakmak, hem benimleştirecek sanki onu, benleştirecek hem de uçuracak ellerimden diye korkuyorum. Korkmak. Neden?

Reklamın Güzeli Vol.1

Resim

Tedbirsiz

Resim
Bazen buz kesiyor ellerim, içim buz kesiyor, Bir tedbirsizlik sonucu yangın çıkıyor böylece.. Ne kül oluyorum ne duman.. Kendi kendime yanıyorum, için için, Aklım düşünce yakınına, Aklım uzağına düştükçe.. 

lügat-ı şahane II

anlık ileti: neyin iletildiğine bağlı olarak kalıcılığı sorgulanabilir bir nesne(!) bu.  sen anlık dersin, adam öyle bir canını yakar ki o anlık ileti de, kaldır kaldırabilirsen oturduğu yerden! yermek: "iyi bir iş övülmezse ölür gider" demiş shakespeare.. biz de bu yüzdendir, yaşasın diye her iş, yereriz, ölümüne! gece: bitmek bilmeyen bir günün ardından ya derin bir uyku getirir ya da dipsiz bir yorgunluk. ne varsa içerde, hepsini daha bir dışarı çıkararak "görülebilir" kılar..  işi gücü yok anladığım kadarıyla. organ: insan yaşamını sürdürdükçe, bunlardan kimilerinin eskidiğini ve eksildiğini fark eder..  gözleri zor görür, kulakları ağır işitir, elleri titrek tutar olur.  kalbe gelmiyorum bile. hata: gün gelir gögsünde uyuduğun, seni böyle çağırır olur. hata, artık rüyalarında adındır. ne gider ne kalır, çakılıkalırsın, insan yanların kramplara boğulur.. şeref: yoksunu'na şerefsiz denir ki kanımca daha ağır sözler hak e

Çocuğu Var Onun Küçücük?

Resim
Geçtiğimiz hafta içi üç ölüm haberi aldım. Çok yakınım, çok uzağım, tanımadığım insanlardı bazıları ama cenazelerinde bulundum. Garipti üst üste ölüm haberleri almak. Ölümün ne denli gerçek olduğunun, ne kadar yan koltuğumuzda oturduğunun, ensemizde durduğunun, hatta bir kavuşma olduğunun farkındayız da yüzleşmesi, böyle yüzleşmesi zor geliyor.  Bu sabah uyandığımda daha kendime gelememişken haftanın dördüncü ölüm haberini televizyondan aldım. Biliyorsunuz kim olduğunu, herkes yazıp çizdi defalarca. Defne Joy.. Donakaldım. "Hadi canım" diyebildim, hemen arkasından da "E daha çocuğu var onun küçücük?.." Senelerdir Defne Joy'un her yaptığı işi takip etmişlerden biriyimdir ben. "Televizyon dünyasından Aslı'nın dünyasına" böyle güzel transfer olabilmiş çok az insandan biridir o. Önlenemez enerjisi, açıksözlülüğü ve netliği birçok kez "işte budur" dedirtmiş ve beni biraz daha yaklaştırmıştır ona. Bunları yazarken de "ne diyorsu