Kayıtlar

Haziran, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaklaş-ma!

Resim
Aşka aynı ciddiyetle yaklaşamamamız, aşka yaklaşamamamızla ilgili olabilirdi. Yaklaşmak , zaten işteş bir eylem değildi. Fotoğraf:  http://www.flickr.com/photos/schubi74/5865825551/

Twitter'dan Nağmeler vol.5

Başıma bir iş gelmeyecekse, Hakan Günday - Az'a başladım da bitiremedim. Ruh daralması, iç sıkılması, fenalık basması... - Spora siyaset bulaşıyor diye sıkıntı çıkarıyorduk, siyasete spor bulaştı, daha mı güzel oldu?! - Hapsedilmek, "hapsolmak" gibi yürekten ve istemli değildir. Esaretin en can sıkıcısıdır yani bu. Biz gül gibi hapsoluyoruz zaten! - Insanin kopup giden bir parcasinin sizisini bir yasam boyu cekmesi ne agir bir ceza!  # Jerusalem   # MarkarEsayan - Sen istedigin kadar siirsel gör yasadigini, siir gibi ol. konustugun kulaklara ugramamis olabilir edebiyat.. - Ayni heyecani paylasmamak.. Bunun kadar Istanbul trafigine benzer sey yok gezegende. Ne ileri, ne geri! - Sana aşık oldum: tüm kalelerin düştüğünü bildirir. - Gecenin 3'ü 5'i demeden, bagira cagira sarki söyleyebilecegim bir evde yaşamak istiyorum.. - "Neyse ben bir sey demiyorum.." En manasız geri çekilme cümlesi! - GS'deki "Fenerliler de Ar

"biraz yalnız kal..."

Resim
iyi gelir diye devam eder.. devam eder de önce kendine inanmaz ki bu cümle.. "kaç gündür gerginsin. ellerini kollarını bağladılar sanki, kör karanlık bir odada bir başınasın. her yer kirli, her şey kirli. bir sen temizsin. temizsin de sanki! sana sataşmayacağım, inan yapmayacağım bunu. tutacağım dilimi. söz veriyorum. sakinleş ama önce, olur mu? bacakların titremesin, gözlerinden alevler çıkmasına izin verme biraz, kal içinde. hem biraz yalnız kal, kendini dinle. çeksin gitsin insanlar. insanlar kim'ler? neden "bu kadar"lar hayatında, neredenler, neredeler? bırak! duyma, görme! yaşa yalnız, onlara ne?! içine dön. içine bak. o da bakar sana. bakmazsa gel, al beni, oturt karşına, gözlerime bak. eminim göreceksin kendini. eminim içini göreceksin gözlerimde. ha beni de istemezsen anlarım, dedim ne de olsa bir kere, yalnız kal biraz diye. susar giderim. yeter ki biraz senin ol sen, biraz sana ait, biraz arınmış başka'lardan.. samimiyim, biraz yalnız kal.. iyi gelir.

Yeni Başlayanlar İçin Metafizik

Resim
"İnsan niye böyle     daha da, daha da        karıştırıp, karıştırıp            duruyor kendini?" Öyle diyor şair... "İbrahimce Sorular" soruyor. Bugün Sultanahmet'in orta yerinde, güzel bir otelin cânım terasında, leziz bir kahvaltı organizasyonu gerçekleşti. Kahvaltının lezzeti şüphesiz konuklarındandı. Cahit Koytak 'ın yeni şiir kitabı tanıtıldı bugün İstanbul'da.  Timaş Yayınları 'ndan çıkan " Yeni Başlayanlar İçin Metafizik ", ondan haberdar olmak isteyen  istekli kulakların, gözlerin ve yüreklerin en "ihtiyaç sahibi" yerlerine dokundu. Etkinlikte birçok önemli yazar, şair ve gazeteci katıldı. Cahit Koytak 'ın değerli ailesi ile  Semih Kaplanoğlu, Leyla İpekçi, Esra Yalazan, Kemal Sayar, Markar Esayan, Roni Margulies ve Beşir Ayvazoğlu da etkinliğe katıldılar. Yaklaşık üç saat süren etkinlikte şiir üzerine, metafizik üzerine, insan ve Tanrı üzerine sözler söylendi, şiirler söylendi

Twitter'dan Nağmeler vol.4

"Onursuzunum senin" diyen şair.. Her şey senin yüzünden. Her kara gecede sana gelmek bundan. -  Rabbin istediğini kınamak, kuluna düşer mi.. - Bir gün patronunuz sizi Gökhan Gönül'e benzetirse ayaklarınız yerden kesilebilir, denedim gördüm. Aman dikkat! - Avea ve Fenercell.. Günümü şenlendirdiniz.. Bir çubuklu daha eklendi dünyama.. Teşekkürler! - Bazi islerin icine girmeden ne kadar yipratici olduklarini anlamak imkansiz. Hayat, adamı sasirtacak yer ariyor.. - Yazları 3'ten sonra calismamaliyiz memleket olarak, hayatı kaçırıyoruz. - Kendimi sıkıntıya sokmakta üstüme tanımam. Kendinizi sıkıntıya sokmayın o yüzden canımı yakmak icin, ben yakarım. - Baskalarinin güvenini suistimal ederken aslinda kendi güven duygusunu öldürür insan. Bunu gordugu vakit, gec olmustur artik. - Izmir özledim seni, gözümde tütüyorsun.. - Çok yoruldum. Gerçekten. Aslı'yı takip et!

Hayata Dokunan İşler...

Resim
İnsanların samimiyet ve coşkuyla yaptıkları işler beni fazlasıyla etkiliyor. O kadar etkiliyor ki, bir fotoğrafa bakarken, bir kadının şarkı söylerkenki yükselişini izlerken, bir reklam görseli önüme geldiğinde, tasarımcısının heyecanından izler taşıyorsa, kalbim daha hızlı çarpıyor, tüylerim ürperiyor, hatta bazen gözlerim doluyor ve dahi ağladığımı biliyorum.  İnsan yaşadığını, diğer insanların samimiyet ve iyi niyetle dokunduğu işlere şahit olduğunda bir daha hissediyor.  Bunu söylememe sebep?  Günler, haftalardır dinlediğim o şarkı... O şarkının kadın solisti... O kadının şarkısını söylerken nasıl da tüm hücrelerinde hayatı hissettiğine, etrafındakilerinse onun ışığından nasıl aydınlandığına tanık olmak...  Buyrun siz de.  

İçeri-k

Resim
İnsan olduğu gibi görünmelidir de..  İçerisi çok kirli.

Nasıl..

Resim
Her bakışımda uyuyan yüzüne, kendimi arardım. Gece yarıları uyandığımda ter içinde, bir bardak su içmek için, evvela durur, göz kapaklarına bakar, kirpiklerinin titreyişinde serinletirdim tenimi. Gördüğüm uykunun benim uyuduğumdan farksız olduğunu, gördüğüm uykunun tıpkı ben olduğunu söyleyip duruyordum kendime.  Nasıl bendin uyurken..  Ayrılıklar uyumak gibi biraz bu yüzden. Uzağındaki uykulardan her uyanışımda, gece yarıları, yastığıma dalardı gözlerim, başının o yastığın neresinde, nasıl duracağını hesaplar, dudaklarımı yaslardım yanağına.. Serinlerdim ıslanan yanaklarımdan; önce yanaklarım, tüm bedenim sonra. Her gece yanımda uyurdun aslında sen, uzağımda rüyalar gördüğünü zannederken..   Nasıl bendin uyurken..